Mutlu Hukuk Bürosu

İNANÇLI İŞLEM NEDİR?

blog-post

Yayınlayan : Mutlu Hukuk Bürosu

Keywords: İNANÇLI İŞLEM NEDİR?,

0

İNANÇLI İŞLEM NEDİR?

İnançlı işlemler, çoğunlukla muvazaalı işlemler ile karıştırılan ve Türk Borçlar Kanununda düzenlemesi bulunmayan işlemler olup temelde inanç sözleşmesi, inanılana geçen hakkın taraflarca belirlenen amaca ulaşıldığında ya da süre geçtikten sonra inanılan tarafından inanana ya da üçüncü bir kişiye devretme taahhüdünü içeren anlaşmalar olarak tanımlanmaktadır.[1]

İnançlı işlemlerin konusunu inanan tarafından inanılana devredilen hak, mal varlığı değeri oluşturmaktadır. Yalnızca devredilmesi mümkün olan hak ya da mal varlığı değerleri inançlı işlemlere konu edilebilecektir; kişiye sıkı sıkıya bağlı hakların devredilebilir niteliklerinin bulunmaması nedeni ile söz konusu hakların inançlı işlemlere konu edilme imkânı bulunmamaktadır.[2] Taşınır ve taşınmaz mallara ilişkin ayni haklar, fikri ve sınai haklar inançlı işlemlere konu olabilecektir. Sınırlı ayni haklar da inançlı işlemlere konu edilebilecektir ancak irtifak ve intifa haklarının inançlı işlemlere konu edilip edilmeyeceği doktrinde tartışma konusudur. Yargıtay tarafından intifa hakkı yönünden yapılan işlemlerin muvazaalı olduğu ileri sürülmektedir.[3]

Her hukuki işlemde kanuna herhangi bir aykırılık teşkil etmediği sürece işlemin tarafı olan kişi, işlemini bir başka kişinin ardına gizlenerek yapabilecektir. Kimliğini gizleyerek işlem yapmak isteyen kişinin başvuracağı ilk yollardan biri de inançlı işlemlerdir. Kişiler, farklı amaçlarla gizlenme ihtiyacı duyabilmektedir. Bir kişinin arasının iyi olmadığı birinden alacağı malı inandığı bir kişi aracılığı ile satın alması, bir satış sözleşmesinde alıcının ekonomik durumunu gizlemek istemesi inançlı işlemlerin gizleme işlevine örnek olarak gösterilebilecektir.[4]

İnançlı işlemlerin şekline ilişkin de herhangi bir kanuni düzenleme bulunmamaktadır. İnanç sözleşmesinin geçerliliği herhangi bir şekil şartına bağlanmamış ise de inançlı işlem konusu mal varlığı değeri ya da hakkın devrinin geçerli olması şekil şartına bağlanmış ise bu durumda devrin geçerli olabilmesi için söz konusu şarta uyulması gerekmektedir.[5] Taşınır malların mülkiyetinin devri herhangi bir şekle bağlı değildir ancak trafik siciline kayıtlı motorlu taşıtların inançlı işlemle devri için kanunda öngörülen şekilde devir işleminin yapılması gerekmektedir. Taşınmaz malların mülkiyetinin devri açısından ikili bir ayrım yapılması gerekmektedir. Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz mallar, taşınır mal niteliğinde bulunmakta olup bu nedenle tapuda kayıtlı olmayan taşınmazların devri herhangi bir şekle bağlı değildir. Tapulu taşınmazların ise mülkiyetlerinin devri resmi şekilde yapılmalıdır.

Kural olarak ise inanç sözleşmesine ilişkin iddialar 05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İBK uyarınca şekle bağlı olmayan yazılı delil ile ispatlanmalıdır. İnanç sözleşmesinin sözleşmeye taraf olanların imzasının bulunması gerekmektedir.[6] İnanç sözleşmesinden kaynaklı istemde bulunan tarafta herhangi bir yazılı sözleşme bulunmamakla birlikte taraflar arasında yapılan her türlü yazışmalar, elektronik mailler gibi belgelerin varlığı halinde söz konusu belgeler delil başlangıcı sayılmakta ve iddia her türlü delil ile ispatlanacak bir nitelik almaktadır. İspat yükü kendisinde olan tarafta herhangi bir belge de bulunmaması halinde son çare olarak ikrar, yemin deliline başvurulacaktır.[7]

Uygulamada inanç ilişkisinden kaynaklanan davaların TBK m. 146’da düzenlenen on yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu kabul edilmekte olup Yargıtay’ın vermiş olduğu kararlar da bu yöndedir.[8] Zamanaşımı süresi ise alacağın muaccel olduğu tarihte; inanç konusunun iadesinin gerektiği tarihte işlemeye başlayacaktır.

İnançlı işlemlerin inanan ile inanılan arasında kurulan iki taraflı bir sözleşme olması nedeni işe sözleşmelerin sona ermesine neden olan genel sebepler inançlı işlemleri sona erdirebilecektir, ancak inançlı işlemlerin türüne göre tarafların iflası ya da ölümü halinde inançlı işlemlerin sona ermesi halinde farklı sonuçlar meydana gelebilecektir.

                                                                                                                                Av. Fadime TOPÇU EKİNCİ

 

[1] T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 1992/14-249 K. 1992/323 T. 13.5.1992, https://lib.kazanci.com.tr/ , ET. 01.04.2023.

[2] GÜVENÇ, Özgür, Taşınmazların İnançlı İşlemle Devri, Yüksek Lisans Tezi, 2013, s.17.

[3] ÖZKAYA, Eraslan, s.44.

[4] SİLAY, İrem, s.14; ÖZKAYA, Eraslan, s.34.

[5] SAPANOĞLU, Süleyman, s.547.

[6] “Uygulamada mesele, 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı ile ilişkilendirilip, bu karar dayanak yapılmak suretiyle çözüme gidilmektedir. İnanç sözleşmesi olarak adlandırılan bu belgenin sözleşmeye taraf olanların veya inanılanın imzasını içermesi gereklidir. Bunun dışındaki bir kabul, hem İçtihadı Birleştirme kararının kapsamının genişletilmesi, hem de taşınmazların tapu dışı satışlarına olanak sağlamak anlamını taşıyacağından kendine özgü bu sözleşmelerle bağdaştırılamaz. T.C. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E. 2022/4410 K. 2022/7725 T. 23.11.2022, https://lib.kazanci.com.tr/ , ET. 16.04.2023.

[7] T.C. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E. 2022/3975 K. 2022/7405 T. 10.11.2022, https://lib.kazanci.com.tr/, ET. 01.04.2023; HELVACI, İlhan, Hukuki Mütalaalar Cilt 2, Ocak 2017, s.23; 32. “Diğer taraftan, Hukuk Genel Kurulunun 14.07.2010 tarih ve 2010/14-394 E., 2010/395 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere, inanç sözleşmesinin yazılı olması koşulu bir geçerlilik şartı olmayıp ispat şartıdır. İnançlı işlemin yazılı delilini inanç sözleşmesi oluşturmaktadır. Kazandırıcı işlem resmî şekilde yapılsa dahi inanç sözleşmesinin resmî şekilde yapılması gerekli olmayıp sadece yazılı yapılması zorunlu ve yeterlidir. Nitekim bu husus yukarıda etraflıca açıklandığı üzere 05.02.1947 tarih ve 20/6 Sayılı İçtihatları Birleştirme Kararında da açıkça belirtilmiştir. Başka bir anlatımla, tapulu taşınmazın inançlı işlemle temlikinde, inançlı işlemin yazılı biçimde yapılması gerekli ve yeterli olup yazılı şeklin bir ispat koşulu olduğu 05.02.1947 tarih, 20/6 Sayılı İnançları Birleştirme Kararının gereğidir. 33. Uygulamada, açıklanan nitelikte bir yazılı delil bulunmasa bile yanlar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek karşı taraf elinden çıkmış delil başlangıcı niteliğinde bir belge varsa, inanç sözleşmesinin “tanık” dahil her türlü delil ile kanıtlanabileceği kabul edilmiştir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.12.2005 tarihli ve 2005/14-677 E., 2005/774 K.; 14.11.2019 tarihli ve 2017/1-1254 E., 2019/1197 K.; 18.02.2020 tarihli ve 2018/14-1065 E., 2020/180 K. ve 14.06.2022 tarihli ve 2019/14-799 E., 2022/911 K. sayılı kararları). 34. Delil başlangıcı, 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun292. maddesinde “Senetle ispatı lazımgelen hususlarda tahriri bir mukaddimei beyyine mevcut olursa şahit istimaı caizdir. Mukaddimei beyyine müddeabihin tamamen sübutuna kafi olmamakla beraber bunun vukuuna delalet eden ve aleyhine ibraz edilmiş olan taraf canibinden verilen evrak ve vesaiktir” şeklinde hükme bağlanmış iken 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 202. maddesinde “(1) Senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir. (2) Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir.” şeklinde düzenlenmiştir. 35. Yazılı delil veya delil başlangıcı yoksa inanç sözleşmesinin ikrar (HMK m1. 88) yemin (HMK m. 225 vd) gibi kesin delillerle de ispat edilmesi mümkündür.” T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2020/14-598 K. 2022/1307 T. 18.10.2022, https://lib.kazanci.com.tr/ , ET. 16.04.2023.

[8] Öte yandan, inanç sözleşmesinden ... davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi (818 s. BK md.125.) gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. T.C. Yargıtay 7. Hukuk dairesi E. 2021/1725 K. 2022/6474 T. 1.11.2022, https://lib.kazanci.com.tr/ , ET. 05.04.2023.

Bu Makaleyi Paylaş :