Mutlu Hukuk Bürosu

HİZMET TESPİT DAVALARINDAN HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRENİN UYGULANMASI

blog-post

Yayınlayan : Mutlu Hukuk Bürosu

Keywords: HİZMET TESPİT DAVALARINDAN HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRENİN UYGULANMASI,

0

HİZMET TESPİT DAVALARINDAN HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRENİN UYGULANMASI

5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre işçi tarafından sigortasız olarak çalışıldığı dönemin sona ermesinden itibaren 5 yıl içerisinde hizmet tespit davasının açılması gerekmektedir. Bu süre hak düşürücü nitelikte bulunmakta olup; hâkim tarafından re’sen dikkate alınmaktadır. Hak düşürücü sürenin başlangıcı sigortalının fiili olarak işi bıraktığı tarihin yılsonunda başlamaktadır. 5510 Sayılı kanun md 86-9 “Aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır” hükmü gereğince sigortalının işten ayrıldığı yılın 31 Aralık tarihinden 5 yıl içerinde sigortalı olarak çalıştığının tespiti ve yatırılmayan primlerin yatırılması için hizmet tespit davası açma hakkı vardır. Mirasçılar tarafından hizmet tespit davası açılması durumunda sigortalının ölüm tarihinden itibaren 5 yıl içerinde hizmet tespit davası açılması gerekmektedir.

HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRENİN HESAPLANMASI:

A-İŞÇİNİN SGK BİLDİRİMİNİN HİÇ YAPILMAMIŞ OLMASI DURUMUNDA;

Sigortalı işyerinde çalışmakta iken işveren tarafından SGK’ya hiç bildirim yapılmaması, işe-giriş çıkış bildirgelerinin düzenlenmemesi, SGK tarafından tespiti yapılamaması ve kanun hükmü gereğince sabit olan evraklarının bulunmaması durumunda hak düşürücü süre uygulanmaktadır. 5510 Sayılı kanun doğrultusunda 5 yıllık hak düşürücü süre işçinin işten ayrıldığı yılın 31 Aralık tarihinden itibaren başlayacaktır. Örneğin işçinın fiili olarak işyerinde en son olarak 05.02.2007 tarihinde çalıştığını ve hiç SGK primlerinin yatırılmadığı düşünelim. Bu durumda hak düşürücü süre 31.12.2007 tarihinden itibaren başlayacak ve 31.12.2012 tarihine kadar hak düşürücü süreye uğrayacaktır. 01.01.2013 tarihinden itibaren açılacak davalar davalı tarafından ileri sürülmese de dahi hâkim tarafından re ’sen dikkate alınarak dava usulden reddedilecektir. Örneğimizdeki tarihlere istinaden 31.12.2012 tarihine kadar açılması hizmet tespit davası açılması gerekmektedir.

B- İŞE GİRİŞ BİLDİRİMİNİN YAPILMASI VEYA YÖNETMELİK İLE TESPİT EDİLEN BİR KISIM BELGELERİN BULUNMASI DURUMUNDA;

İşçi işyerinde çalışmakta iken işveren tarafından bir kısım çalışmaların SGK’ya bildirilmesi veya primlerinin yatırılması durumunda bildirimin yapılmış olduğu tarihe göre hak düşürücü süre uygulama alanı bulmaktadır.

İşveren tarafından işçinin fiili olarak işe başladığı tarihin bildirilmesi ve daha sonraki çalışmalarına ilişkin primlerin eksik ödenmesi veya hiç ödenmemesi durumunda tüm çalışma dönemi için 5 yıllık hak düşürücü süre uygulama alanı bulmayacaktır. Bu durum yönetmelikte sınırlı olarak sayılan belgelerin (Müfettiş durum tespit tutanağı ya da tahkikat raporlarıyla çalışma tespit edilmişse, Asgari işçilik incelemesi neticesinde işverenden sigortalının primleri Kurumca icra yoluyla tahsil edilmişse, İşveren imzalı ücret tediye bordrosunda sigortalıdan sigorta primi kestiğini açıkça gösterdiği halde sigorta primini Kuruma yatırmamışsa, Sigortalı durumunda iken memurluğa geçmiş olursa, İşe giriş bildirgesi Kuruma süresinde verilmiş; fakat bordrosu ve primi SGK’ya intikal ettirilmemişse, İşçilik hakları tazminatlarına (ihbar, kıdem tazminatı, ücret alacağı vs.) ilişkin aynı döneme ait kesin hüküm niteliğini taşıyan yargı kararları) bulunması durumunda da SGK’ya bildirim yapılmış gibi kabul edilmektedir.

Örneğin işçinin 05.02.1999 tarihinde işyerinde çalışmaya başladığını ve 15.07.2005 tarihinde işten ayrıldığını varsayalım, işveren tarafından da işe giriş bildiriminin SGK’ya yapıldığını ancak primlerinin hiç yatırılmadığı veyahut eksik yatırıldığını düşünelim. Bu durumda 5 yıllık hak düşürücü süre uygulanmayacaktır. Yani işçi tarafından hizmet tespit davası hiçbir hak düşürücü veya zamanaşımı süresine tabi olmaksızın her zaman açılabilecektir.

İşveren tarafından işçinin çalışma süresinin belli bir kısmı SGK’ya bildirilmesi ve primlerinin yatırılmasına rağmen işe giriş tarihi geç bildirilmesi durumunda bildirimden önceki çalışmalar için hak düşürücü süre uygulama alanı bulmaktadır. İşçinin çalışmasının SGK’ya ilk bildirildiği tarihten öncesi çalışmaların tespiti için 5 yıllık hak düşürücü süre uygulanmaya devam etmektedir. Ancak ilk işe giriş bildirimi yapıldıktan sonra primlerin eksik yatırılması veya hiç yatırılmaması durumda bildirimden sonra çalışılan dönem için 5 yıllık hak düşürücü süre işlemeyecektir.

Örneğinin işçinin 05.02.1999 tarihinde işe başladığını ve 15.07.2005 tarihinde işten ayrıldığını ve işveren tarafından 01.10.2001 tarihinde 1 aylık sigorta primlerinin yatırıldığını varsayalım. Bu durumda 05.02.1999-01.10.2001 tarihleri arasındaki sigortasız çalışmalar için 5 yıllık hak düşürücü süre uygulanacak olup 31.12.2001 tarihinde hak düşürücü süre işlemeye başlayacak ve 31.12.2006 tarihine kadar bildirim öncesi hizmetlerin tespiti için dava açılması gerekecektir. Ancak işçinin yine sigortasız olarak çalışmış olduğu 31.10.2001-15.07.2005 tarihleri arasından işveren tarafından Ekim ayı 2001 primlerinin yatırılmasından dolayı hak düşürücü süre uygulanmayacaktır. SGK’ya yapılan bildirimden ve ödenen sigorta priminden sonra yapılan sigortasız çalışmaları için 5 yıllık hak düşürücü süre uygulanmayacak ve işçi tarafından hiçbir zamanaşımı ve hak düşürücü süreye tabi olunmaksızın her zaman dava açılabilecektir. 

                                                                                                                            Av. Hikmet OĞUZYİĞİT

 

Bu Makaleyi Paylaş :